28 Şubat 2013 Perşembe

Özyerleştiri

Uzun zamandır buralarda yokum. İsteyerek ya da istemeyerek, bunun çok farkında değilim ama bildiğim tek şey buralarda olmadığım. Burası neresi diye soracak olursanız -ki muhtemelen sormassınız ama ben söyleyeyim- tabii ki blogdan bahsetmiyorum. Burası diye nitelendirilen neresi kaldıysa hayatta işte oralarda yokum aslında.
İnsanın olmayı istediği yerde olamamasından daha kötü bir şey varsa, o da olduğu yeri isteyip istemediği sorunsalıdır bence. Arafta olmak gibi bile değil. Cennet nerede cehennem nerede onu bile bilmez insan bazı durumlarda. İşte sanırım ben de böyle bir haldeyim.
Zamanı kaçırdığımı hissediyorum bazen. Bazen de zamanı gereğinden fazla iyi değerlendirdiğimi. Belki aslında bunların ikisi de yanlış. Belki de zamanın bana sunduğunu yaşıyorum sadece. Esas önemli olan bazen aynı yaşanmışlıkların bile anlık olarak farklı duygular yaşatması. Mesela zaman zaman çok yalnız hissediyorum. Ancak geri kalan zamanda da aynı halde yalnız olmadığım sanrısına kapılıyorum. Yalnız hissettiğim zamanlarda da dönemsel olarak bundan keyif alırken, yine dönemsel olarak resmen canımın acıdığı da oluyor. Eminim bunları okurken bir çoğunuz "ne var abi bunları ben de hissediyorum" diyor. Bir ihtimal haklısınız. Zaten hayat dediğimiz silsileyi oluşturan şey de bu duygusal geçişler. Bu duygusal geçişlerin abarma haline de kaos deniyor. İşte normal ve kaos arasında bu kadar ince bir geçiş var. 3. şık ise monoton denilen şey. O da kötü ama daha az zararlı diye düşünüyorum.
Bazı arkadaşlarımdan da umudu kestim mesela. Bazı arkadaşlarım benden umudu kesti. Böyle de boktan bir mevzu işte. "Nasılsın?" diye bir soru var ya, işte o uzun süredir bende yok. Edebiyat okumayalı ne kadar süre olduğunu söylesem inanmazsınız. Gerçi inanıp inanmamak için bile düşünmezsiniz bence. Çoğu zaman ben de sizin durumunuzu düşünmüyorum. İtiraf edelim, zamanın %90'ında birbirimizi umursamıyoruz. %80'inde kendimizi bile umursamıyoruz hatta. O zaman nereye gidiyor ulan bu %80'lik freaksiyon!?
Neyse bunları boşverin. Şimdi gidin ve hiçbir şey yapmayın bence. Ben çok özledim çünkü hiçbir şey yapmıyor olmayı. Şaka yapmıyorum. Gerçekten çok özledim. Benden de selam söyleyin hiçliğe.

1 yorum:

  1. çok şey söylemek isteyip çok şey söyleyememek sezdim bu yazıda... gerçekten zaman nasıl geçiyor acaba sorusunu bir kez de senin sayende sormuş oldum. buz dağının görünen kısmı bile çok büyük. aman gemin batmasın kardeşim.

    YanıtlaSil