23 Nisan 2013 Salı

Olmayandan Sergi

Bugün Balıkesir'deydim. Gerekli ziyaretleri yapmak üzere Burhaniye'den Gömeç'e geçerken, bugün orada pazar kurulduğunu fark ettik. Dedik ki bakalım, gezelim, 1-2 birşey alalım. Neyse indik arabadan, karşımızda gazete bayii. Ön tarafa dergileri dizmişler. Bir tanesi gözüme kafa attı : DEVE. "Hatır gönül dergisi mottosuyla   yayınlanıyor. Fiyatı da 5 lira. OT dergisinin refikası olduğundan mütevellit bir süredir aramakta ancak bulamamaktaydım. Anlamsız bir anda çıktı karşıma. Ben de aldım.
İçinde onlarca insanın katkısı var. Yazısı demiyorum çünkü bazıları söyleşiyle, bazıları çizimlerle destek olmuş. Ben de sayfalarda dolaşırken Ahmet Güneştekin ile Yaşar Kemal'in resim çizerken bir fotoğrafına denk geldim. Baya bildiğiniz 2 sayfalık bir metin de var ve başlığı, özgürlük. Ben de normal bir özgürlük yazısı olarak düşündüm ve resim olayının tamamen tiyatral olarak kurgulandığını tahmin ettim ancak düşüncem tamamen yanlışmış.
Yaşar Kemal, Ahmet Güneştekin'in Şişhane'deki atölyesinde Ahmet Güneştekin'le birlikte özgürlüğün resmini çizmeye koyulmuş. Fotoğraflara bakınca da ikisinin de ciddi ciddi bu resim için uğraşmış oldukları belli oluyor. Denizde giden bir tekne çizmişler. Tekne ve deniz imgeleri Yaşar Kemal'in okuyucuları için çok yabancı değil. Çıplak Deniz Çıplak Ada, Karıncanın Su İçtiği, Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana gibi kitapları hatırlayanlar zaten mevzuyu anladılar. Neyse.
Bunu Rahmi Koç yapsaydı eğer üzerine muhtemelen 3 dakika bile düşünmezdim ancak bunu yapan kişinin Yaşar Kemal olması olayı anlamlı kılıyor. Metni yazan kişi Yaşar Kemal'in bunu çizmesiyle alakalı olarak özetle şöyle bir tanı koymuş; O'na bunu çizdiren şey Çukurova'da büyümesi. Suya, denize çektiği özlem. Yani aslında yaşamının önemli bir bölümünde olmayan bir imgeyi özgürlük gibi muhteşem bir kavramı tanımlamada kullanıyor.
Sonra biraz düşündüm. Neden en güzel özgürlük türküleri tutsak halklardan çıkar? En güzel barış yazıları nasıl savaşan uluslar tarafından yazılır? Sizin de aklınıza geldiği üzere babanız böyle kek yapmayı nereden öğrendi?
Bunları düşündüm işte yazıyı okurken.
Sonuç olarak güzel şeyler. Bu dergiden de bir adet edinin derim.

21 Nisan 2013 Pazar

Geyik Muhabbeti Nasıl Yapılır?

Didaktik olmayan, entelektüel, neşeli geyik muhabbeti nasıl yapılır diye düşünen dostlara güzel bir rehber olmasını umduğum bu videoyu izleyin derim.

Türkçesi : Çok güzel sohbet etmişler.

Ermenice : Նրանք շատ հաճելի զրույց

Vietnamca : họ đã là một cuộc trò chuyện rất đẹp

Zihnice : phdbfd şdfsodpos fefsasxc clsxsö.


Görüş ve Öneri Kutusu

1. Bence salak kelimesi bir hakaret olarak kabul edilmemeli ve argo sözlüğünden çıkarılmalıdır. Nitekim bu şekilde öz eleştiri konusunda sınıf atlayabiliriz. Örneğin bir kimse, bir salaklık yaptığı zaman "ulan ben zekiyim, neden böyle oldu o zaman" gibi yanlış bir soru ile değil "ben demek ki bu ölçüde salağım ve bu tip işlere kalkışmamalıyım" gibi bir önerme ile çözüme yaklaşabilecektir.

2. Bence futbol aslında o kadar da önemli birşey değil. Ama yine de Beşiktaş bu kadar kötü olmasa çok iyi olurdu.

3. Ömer Madra bu ülkenin en önemli isimlerinden, bu konuda çok netim. Ancak bugün hala emekli olamadıysa bu bizim suçumuz.

4. Milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan günler hangisi diye düşünüyorum. Bulamıyorum. Bence "all we need is love."

5. Ölmüş adamın facebook duvarına "Allah rahmet eylesin" yazan insan; sen bugünkü ortalama internet kullanıcısının sadece 1 tık ötesindesin. Daha fazla değil.

6. Çoook sevdiğim bir kimse şöyle demişti : "Ülkeler demokrasi, partiler meritokrasi ile yönetilmeli." O anda suratına bön bön bakmıştım. Ama şu anda O'na o kadar hak veriyorum ki size anlatamam. Yalnız bir farkla. Bazı ülkelerde demokr... öhöm. Neyse.

7. Siyaset konuşmak kişinin içini kirletir. Edebiyat konuşmak, müzik konuşmak insanı temizler. İkisini dengelemeye çalışanlar yine iyi de, ikisinden de çakmayıp çaktığını sananlar çok fena.

8. Değerli çevre kulüpleri ve toplulukları; yapılan o kongre ve kurultaylar neredeyse hiçbir işe yaramıyor. Sizler bunlarla tatmin olup yeni arayışa girmediğiniz sürece bilin ki doğa için işler hep kötü gidecek.

9. Enver Aysever iyi adam.

10. Ufuk Uras kafası. Allah korusun.

15 Nisan 2013 Pazartesi

Okumayın çok saçma!

Bu yazıyı aslında Fransızca yazmak istiyordum. Ancak yazamam. Bazı şeylerin hatırası vardır. Kullanamazsınız onları. Bi köşede durur, durması rahatsız eder ama bir türlü atamaz, unutamazsınız. Mesela benim için ETİ Form paketleri öyle. Sinir oluyorum. Yesem, tatsız tuzsuz. Atmaya da kıyamıyorum. Sinir ediyor beni gördükçe. Fransızca yazamamamın tek sebebi ise Fransızca bilmemem.
Yazmak istediğim bazı konular var ancak sınırlar beni zorluyor. Hayatta girilmemesi gereken konular var biliyorum. Bugüne kadar dayandım ama sanırı daha fazla dayanamayacağım. Sizce de yoğurt dünyanın en önemli 5 besininden biri değil mi? Bu genelde dillendirilmez ama gerçekten öyle. Biz onun varlığına alışıp sussak da eminim ki yokluğunda biz de yok oluruz.
Bu akşamlık diyeceklerim bu kadar. Hepinize iyi öğlenden sonraları.