12 Kasım 2012 Pazartesi

Güvercinleri de Vururlar

"Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz.
Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler.
Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce."
Hrant Dink

Bilemedin Hrant. Pangaltında, bir Cuma günü sırtından vuruldun. Güvercin mezarlığında, bir güvercine vurulmayacağı yanılgısında kaybettin canını. Ve bıraksalar senin kanını alınlarına sürecek kadar cani olan bu güvercin katilleri, aslında bu coğrafyanın alnına bir leke daha eklemiş oldular.
Suçlu aramayı bırakın diyen bir güzel adam. Suç artık olmuştu ve cezalandırılması gerekenler çoktan toprak olmuşlardı. O suçu yaratan akıl tutulmasını yok edin diyordu. "Öteki"'ni istemeyen zihniyete anlatın "öteki"nin güzelliğini. Yok saymayın, öldürmeyin onları. Kabul edin başka bir milletten geldiklerini. Başka milletten insanlar. İnsanlar. Hepimiz kadar. Ne bizden fazla, ne bizden az. 
Oysa biz hiç sevmeyin suçun olmadığı zamanları. Çatışmalar üzerine oturtulmuş bir sosyal yapının dinamikleri başka nasıl işler ki? Birilerinin yok oluşunu istemekle geçti bu coğrafyanın ömrü düşünsenize. Ermeniler, Aleviler, Kürtler, Solcular ve diğer tüm "ötekileştirilmişler".  Koca koca devlet adamlarımızın iktidar olup olmayışı hep bu "ötekilere" ne derece zulmedeceği sorusunun cevabına göre şekillenmedi mi? Bilimin gerçekliğine, sanata verdiği değerle iktidar olan kim var bu ülkede? Ya da biraz başka sormak lazım belki de soruyu. Bunlara inanan kim var bu ülkede? 
Bilimin ve sanatın bizi götüreceği, aydınlanmanın ulaştıracağı yeri bildiği için bize öğretmediler mi "politize olmanın kötü(!) bir şey" olduğunu? Şimdilerde öylece bakıyoruz çevremize. Bir şeyler oluyor, sessiz sedasız izliyoruz. Sanki o olan biten bize hiç dokunmuyormuş gibi. Bize dokunmalı elbet ses çıkarmamız için. Çünkü biz hala öğrenemedik acının bir coğrafyaya ya da kimliğe ait olamayacağını. İşte bu yüzden hala bir üniversite öğrencisi çıkıp "Van'daki depreme ne yardım edeceğiz arkadaş bırakalım ölsünler!" diyecek kadar canileşebiliyor. Aynı üniversiteden başka bir kadın öğrenci de şunu söylüyor "ama Hrant Dink Türk kanına pis dedi." Hayatı boyunca Hrant okumamış ama kendince herkesten iyi biliyor Hrant'ın ne dediğini. Aslında şaşırmamak gerekir. Çünkü bu insanlar bir devletin resmi düşünsel yapısını anlatıyor bizlere. 
Vururlar sevgili Hrant. Bu ülkede nerede bir güvercin ürkekliği görseler vururlar. Ve biz, sesimizi çıkarabildiğimiz kadar izleriz kanadından akan kanları. Şimdilerde senin için tek yapabildiğimiz, güvercinler bir daha vurulmasın diye haykırabilmek. Ve sen, umut ediyorum ki gittiğin yerde burada olanları bir coğrafyanın vahşetine vererek sakince izliyorsundur. Hani şu örgüt bağlantısı bulunmayan mahkemeden bahsediyorum. Kanatlarını açmış izliyorsundur belki gökyüzünü şimdilerde, "Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce."...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder