25 Kasım 2012 Pazar

7. Ok Gelir Mi?

Cumartesi günü Sarıyer Korupark'ta CHP'nin Doğa İçin Buluşuyoruz etkinliği vardı. Bilindiği üzere son MYK görevlendirmelerinde Şafak Pavey'e "Doğa Hakkı ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı" görevi verildi. Aslına bakılırsa Pavey, bu görev için olabilecek en doğru isimlerden biri. Zaten bunu, salona girdiği andan itibaren gösterdiği tavırla kendisi de ispatlamış oldu.

Gürsel Tekin'in konuşmasında ilk söylediği şey medyanın ilgisizliği oldu. Ancak bu noktadaki itirazı bir CHP etkinliğine olan ilgisizlikten ziyade bir doğa etkinliğine gösterilen ilgisizlikti. Tekin, "İklim Değişikliği", "Doğal Kaynak Korunumu" ve "Kent Planlamasında Çevresel Hassasiyet" gibi konulara değindikten sonra konuşmasını sonlandırdı. Konuşmasının bitiminde de bir cenazeye katılması gerektiği için etkinlikten ayrılmak durumunda kaldı.
Gürsel Tekin'in konuşmasıyla başlayan etkinlikte ikinci olarak sözü alan Pavey, burada konuşmaya değil sizi dinlemeye geldik diyerek etkinliğin açılışını gerçekleştirdi.
İlk konuşmayı Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç yaptı ve burada resmi kimliğiyle değil, bir STK temsilcisi olarak bulunduğunu söyledi. Kent-Doğa entegrasyonuna değinen Genç, Belediye Meclisi kararıyla 3. Köprü projesine itiraz ettiklerini açıkladı.
Sivil Toplum'un doğa konusundaki hassasiyet ve önerilerinin sunulduğu etkinlikte çok çeşitli konularda sunumlar yapıldı. Bunlardan ilki HAYTAP tarafından yapılan sunumdu. HAYTAP temsilcisi, hayvanlara karşı işlenen suçların "suç kanunu" değil "kabahatler kanunu" kapsamında incelendiğini vurgulayarak bu yanlışın düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Uzunca bir konuşma yapan HAYTAP temsilcisi, bazı protestolara maruz kalsa da başarılı bir sunum gerçekleştirdi.
Sonrasında kürsüye çıkan Türkiye Ormancılar Derneği 2. Başkanı Hüsrev ÖZKARA, biyoçeşitlilik konusunda bir sunum yaparak çıkartılması planlanan yasanın tehlikelerini gözler önüne serdi.
Günün en akılda kalan sunumları ise MyClimate, Doğa Derneği ve Buğday Derneği kurumları tarafından gerçekleştirilen sunumlardı diyebiliriz. Oldukça samimi ve donanımlı paylaşımlarda bulunan bu kurumların temsilcileri, CHP'den beklentilerini de Pavey'e ilettiler. Şafak Pavey'in çıkışta Hüsrev Hoca'ya sorduğu bir soru bence bazı şeyler için önemli bir gösterge; "Hocam bu Biyoçeşitlilik Kanunu nasıl engellenir. Çıkartırlarsa yandık." Burada Pavey yandık derken kendisinini nerede konumlandırdığını gösteriyor. CHP olarak değil, ekosistem açısından bir söylemde bulunuyor. Yani Pavey'in bu işe bakışının antroposentrik ya da parti merkezli değil, ekosentrik olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz.
Bunun yanı sıra etkinlikte bulunamayan bir isimden de bahsetmek gerekir. Sayın Melda Onur da Salı günü Meclisteki görüşmemizde tam olarak bu tavrı takındı. Yani aslında ekosistemi gerçekten dert edinen insanlar var ve bu insanlar karşılarındakini ön yargısız dinliyorlar.

Peki ne olur?
Bu sorunun cevabını vermek zor ancak şunu söyleyebiliriz ki CHP'de bu işin peşinden koşmaya gerçekten kararlı bir ekip var. Başta Şafak Pavey ve Melda Onur olmak üzere milletvekilleri ve bence daha da önemlisi CHP içinde bulunan genç ekip doğa hakları konusunda hassas ve bu işin peşini pek bırakacak gibi durmuyor. Evet belki geç kalındı ve kısa zamanda alınması gereken çok fazla yol var. Temel noktaların oturmuş olmasının yanı sıra CHP'nin henüz ayrıntılı bir ekolojik manifestosunun olmadığını söyleyebilir. Ancak bu manifestoyu oluşturma işlemine sivil toplumu dinleyerek başlamış olmaları bence önemli bir gösterge.
Parti, söylemine doğa haklarını entegre etmeye kararlı. Üstelik sadece söylem olarak değil gerçekten bu işi dert ediniyorlar. Bunun yanı sıra sivil toplumu da çok ciddi dinleyip, bunun üzerinden bir politika oluşturma taraftarı olan CHP yönetimi tabi ki amblemine değil ama düşünce ve icralarına 7. oku koymaya çok uzak değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder