27 Aralık 2010 Pazartesi

Kürt Sorunu?

Son zamanlarda tüm siyasal tartışmaların sonunda yapılan yorumlar kişilerin konu her ne olursa olsun kürtlerle olan alakasını irdeleme biçimine göre yapılmaya başlandı. en sıkıntılı olan tarafı ise şundan birkaç yıl önce söyleyip te komünist ilan edildiğiniz şeyleri bugün söylediğinizde birkaç insan size hiç çekinmeden faşist diyebiliyor. en basiti önceden "ben millet kavramına inanmıyorum arkadaş banane yahu" diyen adam komünist ilan edilirken artık birkaç kişi kolayca " demek sen kürt realitesini de reddediyorsun e o zaman sen faşistsin diyebiliyor. Yabancı bi adamlar geldi bir şeyler oldu ve Türkiye'de katledilen bir halk var görüntüsü verildi. Şimdi de bunun üzerinden koskoca ülkenin siyasi portföyü şekilleniyor.
İki dil istiyorlar , özerklik istiyorlar , kendi güvenlik kuvvetlerini istiyorlar. Şimdi hepsine birazcık bakalım. Dil konusunda bütün dünyanın bildiği bir şey var diller ayrılırsa insanlar da ayrılır. Kemal Kılıçdaroğlu'nun vermiş olduğu Belçika örneği konuyu tamamen açıklıyor. Ayrıca bu noktada bence çok ironik bir durum var. Bülent Arınç'ı sevmiyorum. Gerçekten sevmiyorum ama yani siyasi ideolojik bir şey değil. Yalnız geçen gün mecliste çok akıllıca bir laf etti. Dedi ki BDP tayfasına : siz bilmediğiniz bir dili savunuyorsunuz yarınız kürtçe bilmiyor. Aslında kendi tespiti fan değil herkesçe biliniyor onlarca kere haber oldu yarısının kürtçe konuşamadığı ama güzel vurguladı bu durumu. Bu insanların demek ki derdi bu dili konuşabilmek falan değil başka birşey. Bana dersiniz ki  Diyarbakır'da bir adam kürtçe konuştuğu için dayak yemiş polisten o zaman ben de derim ki bu insanlara özgürlük verilsin bu onların hakkı ama bırakın Diyarbakır'ı İstanbul'un her yerinde adamlar gayet rahat konuşuyor ki haklılar ayrıca kimse bir laf etmiyor hatta garipsemiyor da. E ne istiyorsunuz? Devlet daireleri de iki dil uygulamasına geçsin. Peki zaten kürtçenin hakim dil olduğu bölgelerde o dairelerde çalışan insanlar o coğrafyanın insanları değil mi? Yani bu dili bilmiyorlar mı? Biliyorlar. E sorun ne o zaman? Herkesçe imkansız olduğu bilinen bir değişikliği ülkenin gündemine sokmak art niyettir sonuç odaklı değil tamamen spekülatif bir harekettir ki bu da kabul edilemez.
Özerklik konusu başlı başına enteresan. Marx diyor ki her millet kendi kaderini tayin hakkına sahiptir. Evet bu şekilde bir cümlesi var. PKK da uzun zaman öncesine kadar Marksist olduğunu iddia ediyordu. Hatta gerizekalı APO Marx ve Lenin'in açıklarını kapatıyorum tadında açıklamalar da yaptı son zamanda. İşte Marx'ın bu cümlesinden hareket ettiklerini iddia eden PKK Lenin'i görmezden geliyordu. Neden mi? Çünkü işte bu kendi kaderini tayin noktasında Lenin Marx'a katılmıyor ve bu şekilde küçük devletlere ayrışarak emperyalist güçlere karşı konulamayacağını bu nedenle de mümkün olduğu kadar tek çatı altında kalınması gerektiğini söylüyor. Marx'ın yalnızca teorideki çıkarımlarına güvenip Lenin'in pratikte üretmiş olduğu çıkarımları görmezden gelmek en kibar tabiriyle ahmaklıktır. Peki bu insanlar az önce okuduğunuz şeyi bilmiyor mu? Tabi ki benden kat kat daha iyi biliyorlar. O zaman insanın aklına şu soru geliyor " neden bu bile bile lades? ". Basit. Çünkü zaten Özerkliği istemelerinin sebebi emperyalist çıkarlara daha iyi hizmet edebilmek. Peki bu işin başındaki yerli yabancı(!) kimseler Türkiye'nin bu özerklik talebine vereceği cevabı bilmiyor mu? Gayet iyi biliyor. Onların istediği özerkliğin yanında bu tip ciddi bir iç sorunla boğuşan yorgun ve güç kaybeden bir Türkiye.
Kendi güvenlik kuvvetleri konusuna gelince bunu kendilerinin de isteyeceğinden çok emin değilim çünkü PKK'nın en çok oradaki halka zararının dokunduğunu çok fazla kere dinlemiş bulunuyorum. Provokasyon kokuyor biraz bu hareket.
Gelelim en önemli noktaya. Şimdi bu doğudaki insanlarımıza karşı aşırı hassas bazı aydın(!) kimseler var ya benim onlara bir sorum var. Kürtlerin en büyük sorunu belediye girişinde kürtçe değil Türkçe yazılar olması mı yoksa aşiretlerin derebeylik düzeninin oradaki hayat üzerine olan etkisi mi? Daha geçen gün bir kıza amca oğulları olacak namussuzlar tecavüz etmiş sonra da aile bu kız kuyruk salladı diye kızın ölüm kararını almış. Ben hiç bunu konuşan duymadım ama. Nerede Ahmet TÜRK nerede Sırrı SAKIK? Hani sizin insan hakları kavramınız. Hadi onları boş verin onlar en nihayetinde siyasi kişiler belli noktaya odaklandılar ya da dürüstçe bu işe kurulmuşlar aynı robot gibi diyelim. E benim fakülte bahçesinde kafamı insan hakları diye sikip duran liberal gençler nerede? Yoksa yemiyor mu aşiret kavramının üzerine gitmek töre denilen meretle yüzleşmek? Hesaplayalım bakalım gencecik kadınlar kürtçe devlet dairesinde kullanılmadığı için mi daha çok acı çekiyor yoksa töreden mi ? Bence cevabı herkes biliyor. O zaman problem ortada , engeller ortada , problemin boyutu ortada ama bu işle ilgilenen kimse yok. Hadi normalde zaten bu işlerle pek ilgisi olmayanları siktir et e doğuyu kürt sorununu dilinden düşürmeyenlerde de tık yok. Şimdi bu insanların söyledikleri ne kadar samimi olabilir? Siz bir coğrafyayı kendinize dert edindiğinizi söylüyorsanız , bu amaç uğruna tonla spekülasyon yaratıyor devlet bekasını feda etmeyi göze alıyorsanız , aksini düşünenleri kolayca faşist diye nitelendiriyorsanız  yani bu kadar gözünüz karaysa ama aynı zamanda o coğrafyanın en çok kanayan yarasını görmezden gelerek yapıyorsanız sizlere Osman BAYDEMİR'in efsane repliğiyle seslenmek isterim." Hassiktirin gidin."

7 yorum:

  1. kardeşim çok iyi noktalarda sağlam saptamalar yapmışsın araştırmaların da gayet yerinde. ancak şu var ki bu söylediklerini senin de dediğin gibi herkes zaten biliyor dolayısıyla bunu bildiklerini fakat sessiz kaldıklarını bilmeyen halk da bu işin içinde yahut bilip de ses çıkarmayan kuru kalabalık. bazı insanlar ipleri elinde tutuyor ve kuklalarını istediği gibi oynatıyor dolayısıyla iplerini eline alamıyan kuklalar da müdahale hakkını ya da tepki özgürlüğünü başkasının hükmüne bırakmış oluyo yani ne yaarsan yap bunu kıramazsın ama benim sana tavsiyem bu yazıyı iyice oku kontrol et düzeltmeleri yap ve sırayla bütün gazetelere postala(yandaş ya da değil gönderebildiğin kadarına gönder yayınlayıp yayınlamamak onlara kalmış) blogla kalma kardeşim ulaşabileceğin insan sayısını arttırmaya çalış

    YanıtlaSil
  2. Zihni yazının geneli gayet güzel de başında bir yere kafam takıldı :) birkaç yıl öncesine kadar millet kavramına inanmayanlara komünist denirken şimdi faşist denmesinde bi karışıklık var sanırım. Milletten ziyade etnik kökene ve ırka inananlar faşist olarak nitelendirilir normalde.Millet tanımının oluşturulması için ; mühim olan belli bir toprak parçası üzerinde belli bir insan topluluğunun egemen olmasıdır. Ama bu bizim ülkede MHP'nin adının açılımındaki millet kelimesinden midir nedir bilmiyorum yanlış kullanılıyo gibime geliyo. Sonuçta millet dediğin şeyin altında laz da var çerkez de var kürt de var tatar da var ermeni de var rum da var ...Var da var anlayacağın. İşin etnik boyutuna inmek Türkiye'de çok anlamsız o yüzden. Arınç'ın da Bahçeli'nin de soyunu sopunu araştırsak Cengiz Han'a veya başka bir "saf" Türk boyuna dayandığından şüpheliyim. Kafadan sakat bir fikir o yüzden milliyetçilik kanımca. Ama işin bir de şu boyutu var, dediğin gibi o bölgede çok ciddi töre sorunu var ve ülkenin doğusunda sanayi yok,götürülen ciddi bir hizmet yok, herhangi bir modern kent yaşamı yok denecek kadar az. İşin özü o insanlar İstanbul'a göç ettiğinde açık seçik şunu görüyorum, Türkiye'nin doğusuyla batısı arasında çağ farkı var. Öyle böyle değil ama, 300-500 yıllık bir fark neredeyse. Ve üzülerek söylüyorum ki ben doğudan gelen çoğu insanla bu şehirde iletişim kuramam,rahatsız olurum açık ve net. Birincisi, kadın erkek eşitliğine inanmayan bir zihniyet var orada. Medeni kanunun hiçbir maddesinden veya anayasadan haberdar olmadan, koyun sürüsünden farksız yaşayan insanlar. İkincisi, hemşeri/akraba/hısım zihniyeti var. Gereksiz samimiyette ne idüğü belirsiz bir akraba samimiyeti. Anası,dayısı,amcaoğlu,danası,bacısı... Kopar gider yani. (devamı var)

    YanıtlaSil
  3. Egeli,Akdenizli,hatta bazı Karadenizli insanlarda yakalabildiğim medeni insan davranışlarını ben o bölgenin insanında bu şehirde göremiyorum ne yazık ki. Ve bir arada yaşarken rahatsız oluyorum. Bu cumhuriyet kurulduğundan bu yana ülkenin doğusuyla batısıyla ortak bir kültür, nispeten homojen bir yapı oluşturamadıysa, doğusuna götürdüğü hizmet hiçbir zaman yeterli olamamışsa, abuk subuk kabile yaşantısı gelenekleri yüzyıllardır hala devam edebiliyorsa, senin kanununda kadın erkek eşitliğinin varlığı yer alırken doğusunda hala kadınlar koyun kadar değer göremiyorsa o topraklar zaten bu ülkenin değildir bence. Ve hiçbir zaman olamamıştır. Zamanında asker ve halk desteğiyle kazandığın toprak parçası "toprak parçası" olmaktan öteye gidememiş, içinde yaşayan insanlar bu cumhuriyetten nasiplenememiş ise, hiçbir zaman Türk vatandaşı olmamıştır ki Zihni. İster kürt olsun,ister ermeni olsun ister arap olsun nolursa olsun. Ve bu yüzdendir ki, o bölgede ayrı bir devlet kurulması şu anda beni hiç ırgalamıyor. "Özerklik" demiyorum dikkatini çekerim, madem bu ülke o insanların sorumluluğunu taşıyamıyor ve halkını bir arada yaşatacak homojenliğe sahip değil.Kurulsun arkadaşım, ayrı bir devlet kurulsun oraya. Hatta vize şartı getirilsin. Herkes bi oraya bi buraya geçemesin istediğinde. 87 senedir bu ülkede toprak reformu gerçekleşemediyse, bundan sonra da gerçekleşeceği yok demektir. Kulağa ister bencilce gelsin ister sadistçe, ayrı devlet kurarlarsa en azından o insanlarla bir arada nasıl yaşayacağımızın derdi ortadan kalkar. Ondan sonra ister İspanyolca konuşsunlar, ister Latince ister Zimbabwece ister Kürtçe. Hiç ipimde değil açıkçası. Olayın emperyalist yanı ise daha karmaşık bence; ne kadar sömürüldüğün sahip olduğun toprağın yüzölçümünden ya da vatandaş sayından,dilinden ziyade paranla,ekonominle ölçülüyor bu devirde. Para konuşuyor yani. Zaten şu anki hükümet devleti azar azar satıyor,özelleşmeyen yer pek kalmayacak yakında. Yabancı sermayeli Türk işçili binlerce firma dolacak,kısmen doldu da. Üretimin,ihracatın giderek azalıyor ortada. İthalat yerlerde sürünüyo. Kırk yılda bir Erol Manisalı'nın hatırlattığı gümrük birliği anlaşması var o da gümbürtüye gidiyo türbandı kürttü ottu boktu derken. E ne kalıyo geriye elinde? Bugün Çin'in büyüyen ekonomisinden bahsediyo dünya. Türkiye neresinde bu konunun? Kayıt dışı ekonomi konusunu açmıyorum bile. Ben olaylara bu cephesinden bakıyorum daha çok. Sözünü ettiğin Lenin kısmına da katılıyorum. Ama tek boyutlu işlemiyor olaylar ne yazık ki. Yani biraz yetersiz kaldığı kanaatindeyim açıklamanın :)
    -Ceren Şirin-

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  6. Cengizhan türk değildir.Moğoldur

    YanıtlaSil
  7. "Türklerle Moğollar iki kardeş millettir. Altay grubu denen akraba milletlerin en mühim iki tanesidir. Türkçe ve Moğolca eskiden tek dil olup ancak Hunlar çağında iki ayrı dil haline gelmiştir. "Hun - Türk münasebetleri" adlı tebliğ ile bunu iddia ve ispat eden Türk, Moğol ve Çin dilleri bilgini Von Gabain olmuştur. (İkinci Türk Tarih Kongresi, s. 895- 911, İstanbul, Kenan Matbaası)"

    Etnik ayrıma gittiğin zaman şimdiki İrlandalıların bile Karadeniz'den oraya göç eden kelt kavmi olduğunu belirtenler var sayın adsız. O yüzden bunu belirtmen epey anlamsız olmuş.

    YanıtlaSil